Bilişim Suçları Ve Bilişim Hukuku Hakkında Genel Bilgiler
Teknolojinin gelişimiyle beraber bilişim suçları ciddi anlamda artış göstermiş ve bu artışla beraber Bilişim hukuku önem kazanmıştır. Özellikle facebook, twitter, whatsupp gibi platformlar bu suçların işlenişini kolaylaştırmıştır. Bu yazımızda bilişim suçları ile ilgili hukuki bilgiler verilecektir. Öncelikle kanunumuzda düzenlenen suç tipleri sıralanacak ardından bu suçlarla alakalı olarak akademisyenlerin ve Bilişim avukatı olmak isteyen öğrencilerin yararlanabileceği Yargıtay içtihatları verilecektir.
Bilişim Suçları Nelerdir ?
Bilişim suçları, genel olarak Türk Ceza Kanununun “Bilişim alanında suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu bölümde düzenlenen suçlar;
1) bilişim sistemine girme suçu (TCK 243),
2) sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu (TCK 244) ve
3) banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçudur (TCK 245)
Bilişim ile alakalı olan suçlar bunlarla sınırlı değildir. “Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar” başlığı altında düzenlenen suçlar da bilişim hukuku kapsamına girmektedir. Bu suçlar;
1) verilerin yok edilmemesi suçu ,
2) kişisel verilerin kaydedilmesi suçu,
3) kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu,
4) Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu, 5) Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ve Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçudur.
Son olarak herhangi bir başlık altında düzenlenmeyip Kanunun farklı maddelerinde düzenlenmiş bilişim suçları da vardır. Haberleşmenin engellenmesi, hırsızlık, dolandırıcılık, hakaret, müstehcenlik ve karşılıksız yararlanma gibi suçlar da bilişim sistemleri kullanılarak işlenebileceğinden dolayı, bazı yönleriyle bilişim hukuku kapsamına girebilmektedirler
Bilişim suçları ile ilgili Yargıtay Kararları
- KARAR: Şikayete konu ses kaydının çözümüne ilişkin 23.07.2009 tarihli bilirkişi raporu ve alınan beyanların içeriğine göre; konuşmanın sadece sanık ve katılan arasında geçmesi ve sanığın tarafı olduğu konuşmayı kaydetmesi nedeniyle TCK 133/1 ve TCK 133/2. Maddelerindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun yasal unsurlarının somut olayda gerçekleşmediği, kayda alınan görüşme sırasında, katılanın özel yaşam alanına dahil ve onun özel hayatının gizliliğini ihlal edecek bir husus konuşulmadığından, TCK’nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal (TCK 134) suçunun da oluşmadığı gözetilerek, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, konuşmanın üç kişi arasında gerçekleşmediği ve sadece sanık ile katılan arasındaki konuşmanın kaydedildiği kabul edildiği halde, “Sanığın katılan ile yaptıkları görüşmeleri katılandan habersiz bir şekilde kayıt etme özelliği olan suça konu kalem ile kayıt ettiği ve suça konu kalem üzerinde yapılan incelemede sanığın katılan ile aralarında geçen görüşmeleri kaydettiği anlaşıldığından” şeklindeki yasal olmayan gerekçeye dayalı olarak sanık hakkında TCK’nın 133/2. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan mahkumiyet kararı verilmesi, ( Dolayısıyla Bozulmasına) (Bilişim Hukuku ve Bilişim Suçları 12. CEZA E. 2013/14128 K. 2014/8367 T. 7.4.2014)
- KARAR : 5237 Sayılı TCK’nın 136/1. maddesinde düzenlenen “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçunun oluşabilmesi için, belirli veya belirlenebilir bir kişiye ait her türlü bilginin, başkasına verilmesi, yayılması ya da ele geçirilmesi gerekmekte olup, bir özel hayat görüntüsü ya da sesinin kaydedilmesi 5237 Sayılı TCK’nın 134/1. maddesinin 2. cümlesinde; özel hayata dair görüntü ya da sesin, taksirle ya da tamamen hukuka uygun elde edilmiş olsa dahi, ilgilisinin bilgisi ve rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, aleniyet kazandırılması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması 5237 Sayılı TCK’nın 134/2. maddesinde iki ayrı suç olarak düzenlendiği, olayda; temyiz incelemesine konu eylemle sınırlı yapılan incelemede, katılanın fiziksel mahremiyetini içerir, özel hayatına dair resimlerinin, ifşa iddiasına konu edilmesi ve görüntünün yasal olarak kişisel veri kapsamında düzenlenmemiş olması karşısında, sanığa atılı verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçun unsurları itibariyle oluşmadığı; ancak eylemin 5237 Sayılı TCK’nın 134/2. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu ve sanığın bu suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle yazılı şekilde, sanık hakkında beraat kararı verilmesi, (bozmayı gerektirmiştir) (Bilişim Hukuku ve Bilişim Suçları E. 2011/21801 K. 2012/14797 T. 12.6.2012)
- KARAR : Dosya kapsamına göre; K.. E.. PTT Merkez Müdürlüğünde posta dağıtıcısı olarak görev yapan sanığın, görevi gereği tevdi edilen mektupların bir kısmını açtığı, bir kısmını ise muhataplarına teslim etmeyerek, kişiler arasındaki haberleşmeyi hukuka aykırı olarak engellediği anlaşılmakla, sanığın sübut bulan eyleminin TCK’nın 124/1. maddesindeki haberleşmenin engellenmesi suçu kapsamında değerlendirilip, anılan suçtan sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, sanığa isnat olunan eylemler salthaberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilip, yasal ve yeterli olmayan gerekçelere dayalı, yazılı şekilde düşme kararı verilmesi, (bozmayı gerektirmiştir.) (Bilişim Suçları ve Bilişim Hukuku 12. DAİRESİ E. 2013/17624 K. 2014/10229 T. 28.4.2014)
- KARAR : 1- Katılanın rızası olmaksızın ele geçirdiği kredi kartı bilgilerini internet üzerinden mail order yöntemiyle kullanan sanığın eyleminin bir bütün olarak TCK 245/1. maddesinde düzenlenen banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturduğu ve suça konu eylemin işlendiği internet sitelerine yönelik hukuka aykırı bir fiil bulunmadığı gözetilmeden, TCK 243. maddesinde düzenlenen ve olayda unsurları bulunmayan bilişim sistemine girme suçu için mahkumiyet kararı verilmesi, (Bozmayı gerektirmiştir) (Bilişim Hukuku ve Bilişim Suçları 8. CEZA E. 2013/4704 K. 2014/11881 T. 8.5.2014)
- KARAR : 1- 14.07.2010 tarihli bilirkişi raporu karşısında, sanığın bilişim sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme (TCK 244)suçunu işlediğine dair her türlü kuşkudan uzak, kesin, inandırıcı ve yeterli delil elde edilemediği gözetilmeden, üzerine atılı suçtan beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, (dolayısıyla bozulmasına) (Bilişim Suçları ve Bilişim Hukuku 9. CEZA DAİRESİ E. 2012/8805 K. 2014/5158 T. 24.4.2014)
- KARAR : Sanıkların birlikte mağdur E.. C..’e ait Yapı Kredi Bankası İkinci Site Şubesindeki hesabından bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle, Yardım Derneği hesabına para aktarıp, çok sayıda kontör almaları şeklindeki eylemlerinin 5237 sayılı TCK 142/2-e maddesinde düzenlenen bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının hatalı değerlendirilmesiyle aynı Kanunun 244/4.maddesinden hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş(tir) (Bilişim Hukuku ve Bilişim Suçları 2. CEZA DAİRESİ E. 2013/19876 K. 2014/11384 T. 30.4.2014)
- KARAR : UYAP ortamında yapılan inceleme ve dosya kapsamına göre; 2010 yılı Şubat-Ağustos ayları arasında sanık M.. Y..’ın işlediği iddia edilen bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, sahte banka veya kredi kartı kullanmak suretiyle yarar sağlama, bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık, başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretme, satma vb., suç işlemek amacıyla kurulan örgütte yöneticilik yapma, sanık M.. M..’in ise; suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçlarından dolayı bu dava dosyasından başka, Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/292 esas sayılı dava dosyası bulunduğunun anlaşılması karşısında; aynı kredi kartlarından dolayı mükerrer cezalandırılmanın önlenmesi bakımından sanıklar hakkında anılan eylemlerin- den dolayı açılan dava dosyaları getirtilerek incelenmesi, olanaklı olduğu takdirde davaların birleştirilmesi, birleştirme olanaklı olmaz ise dosyalardaki esasa etkili belgelerin onaylı birer örneği dosya arasına alındıktan sonra tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı biçimde hükümler kurulması, (bozmayı gerektirmiştir) (Bilişim Hukuku ve Bilişim Suçları 8. CEZA DAİRESİ E. 2013/14757 K. 2014/11222 T. 30.4.2014)
Kaynak: Dates Hukuk